María José Mayanquer
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Alteridad Plantae, yüksek lisans tezi için yaptığım bir fotoğraf serisidir. Bu çalışmada, yaşadığımız çağ olan Antroposen hakkındaki insan merkezci vizyonu dönüştürmenin bir yolu olarak, bitkilerin bu sürece katılımını vurgulayarak, insanlar ve bitkiler arasındaki simbiyozdan bahsediyorum. Güneş ışığını deneyerek, aynı zamanda fotoğrafın belgesel durumunu aşmaya ve özellikle bitkiler ve insanlar arasındaki simbiyoz olarak anlatılması zor olanları anlatmaya daha iyi bir imkân veren doğuştan gelen gölgeler ve sanat kurgusunu bulmaya çalışıyorum.
Delta N.A.
Delta N.A.'nın birçok sanat eseri doğadan ilham almıştır ve ağaçlarla insan arasındaki paralelliği görmek çok alışıldıktır. Bu sanat eseri 2020 salgını sırasında, iki sanatçı stüdyolarında karantina altında iken ortaya çıktı. Delta N.A. İtalya'da yaşadıkları şehrin boş sokaklarında serbestçe dolaşan birçok yaban hayvanı gözlemledi; bu bağlamda, eser bir yandan karantina sırasında doğanın yeniden doğuşunu yansıtmakta, diğer yandan güzel gezegenimizi korumak için Doğa ve onu sürdürmenin gerekliliği üzerine dikkat getirmektedir.
Delta N.A.'nın birçok sanat eseri doğadan ilham almıştır ve ağaçlarla insan arasındaki paralelliği görmek çok alışıldıktır. Bu sanat eseri 2020 salgını sırasında, iki sanatçı stüdyolarında karantina altında iken ortaya çıktı. Delta N.A. İtalya'da yaşadıkları şehrin boş sokaklarında serbestçe dolaşan birçok yaban hayvanı gözlemledi; bu bağlamda, eser bir yandan karantina sırasında doğanın yeniden doğuşunu yansıtmakta, diğer yandan güzel gezegenimizi korumak için Doğa ve onu sürdürmenin gerekliliği üzerine dikkat getirmektedir.
Delta N.A.'nın birçok sanat eseri doğadan ilham almıştır ve ağaçlarla insan arasındaki paralelliği görmek çok alışıldıktır. Bu sanat eseri 2020 salgını sırasında, iki sanatçı stüdyolarında karantina altında iken ortaya çıktı. Delta N.A. İtalya'da yaşadıkları şehrin boş sokaklarında serbestçe dolaşan birçok yaban hayvanı gözlemledi; bu bağlamda, eser bir yandan karantina sırasında doğanın yeniden doğuşunu yansıtmakta, diğer yandan güzel gezegenimizi korumak için Doğa ve onu sürdürmenin gerekliliği üzerine dikkat getirmektedir.
Selin Göksel
Son bir yıldır, ardı ardına evde yaşadığımız karantina günlerinde, hepimiz doğada olmayı, tatile çıkmayı, başka dünyalara maskesiz seyahat etmeyi hayal ettik. Bu hayaller doğrultusunda ben de 'Hayali Dünyalar' isimli resim serisini ürettim. Bu 'Hayali Dünyalar' içinde mavi denizlere bakıp, kendimizi doğa içinde özgür hissettiğimizi düşündüm ve şu an sağlığımızı koruyan maskelerin denizlere karışıp, denizleri kirletmediğini umdum. Çok yakın bir gelecekte de tekrar mavi denizlere daldığımı ve denizin bütün güzelliklerini, balıklarını, deniz kabuklarını, yosunlarını gözlerimle görebilmeyi umuyorum.
(2020, 21x29,5cm, kağıt üzerine akrilik boya ve karışık teknik)
Emir Furkan Tekkalmaz
88x80 cm / tuval üzerine yağlıboya / Rengi diğer öğeleri desteklemek için yardımcı öğe olarak kullanarak, desen, form, ışık, karanlık ve renk öğelerini resmin ana öğeleri olarak değerlendirirken, harmoni oluşturmak için resimlerimde ağırlıklı olarak desen, biçim ve açık-koyu öğelerini kullanıyorum.
Belli karşıtlıklarla yaratılan biçim anlayışımda düzen, doluluk, boşluk, kompozisyonlarımda öncelik verdiğim unsurlar olarak yatay ve dikeyler, çapraz karşıtlıklar. Bu serüvenimde resimlerimi oluştururken bir kesinlik serisi seçiyorum ve bu seriyi keşfederken “plastik karşıtlıklarla ortaya çıkan formun, akıl ve duygu sentezinin etkisini” önceliklendirmeyi ve göstermeyi amaçladım.
45x22cm / kağıt üzerine suluboya / Rengi diğer öğeleri desteklemek için yardımcı öğe olarak kullanarak, desen, form, ışık, karanlık ve renk öğelerini resmin ana öğeleri olarak değerlendirirken, harmoni oluşturmak için resimlerimde ağırlıklı olarak desen, biçim ve açık-koyu öğelerini kullanıyorum.
Belli karşıtlıklarla yaratılan biçim anlayışımda düzen, doluluk, boşluk, kompozisyonlarımda öncelik verdiğim unsurlar olarak yatay ve dikeyler, çapraz karşıtlıklar. Bu serüvenimde resimlerimi oluştururken bir kesinlik serisi seçiyorum ve bu seriyi keşfederken “plastik karşıtlıklarla ortaya çıkan formun, akıl ve duygu sentezinin etkisini” önceliklendirmeyi ve göstermeyi amaçladım.
45x55cm / tuval üzerine yağlıboya / Rengi diğer öğeleri desteklemek için yardımcı öğe olarak kullanarak, desen, form, ışık, karanlık ve renk öğelerini resmin ana öğeleri olarak değerlendirirken, harmoni oluşturmak için resimlerimde ağırlıklı olarak desen, biçim ve açık-koyu öğelerini kullanıyorum.
Belli karşıtlıklarla yaratılan biçim anlayışımda düzen, doluluk, boşluk,
kompozisyonlarımda öncelik verdiğim unsurlar olarak yatay ve dikeyler, çapraz karşıtlıklar. Bu serüvenimde resimlerimi oluştururken bir kesinlik serisi seçiyorum ve bu seriyi keşfederken “plastik karşıtlıklarla ortaya çıkan formun, akıl ve duygu sentezinin etkisini” önceliklendirmeyi ve göstermeyi amaçladım.
Hülya Karaçalı
"Gerektiği Kadar" başlıklı, her biri 35x50 cm boyutlarındaki triptik çalışma, İskenderun Demir Çelik Fabrikasının fotoğraflarından ve kumaş üzerine elde edilen pas lekelerinden oluşmaktadır. Fabrika fotoğrafları asetat kağıdına basılmıştır. Yaratılan manzaralar; kirletilen yaşam alanlarımızın bir kaydı niteliğinde. Bu manzaralara yakından bakıldığında yaşam hakkımız olan temiz havanın fabrika tarafından kirletildiği ayırt edilebilir. İnsanın doğaya müdahalesi aşırı ölçülerdedir ve durum giderek kötüleşmektedir. Bu manzaralarda sürdürülebilir bir dünya için, gerektiği kadar üretimin gerekliliği vurgulanmıştır.
"Gerektiği Kadar" başlıklı, her biri 35x50 cm boyutlarındaki triptik çalışma, İskenderun Demir Çelik Fabrikasının fotoğraflarından ve kumaş üzerine elde edilen pas lekelerinden oluşmaktadır. Fabrika fotoğrafları asetat kağıdına basılmıştır. Yaratılan manzaralar; kirletilen yaşam alanlarımızın bir kaydı niteliğinde. Bu manzaralara yakından bakıldığında yaşam hakkımız olan temiz havanın fabrika tarafından kirletildiği ayırt edilebilir. İnsanın doğaya müdahalesi aşırı ölçülerdedir ve durum giderek kötüleşmektedir. Bu manzaralarda sürdürülebilir bir dünya için, gerektiği kadar üretimin gerekliliği vurgulanmıştır.
"Gerektiği Kadar" başlıklı, her biri 35x50 cm boyutlarındaki triptik çalışma, İskenderun Demir Çelik Fabrikasının fotoğraflarından ve kumaş üzerine elde edilen pas lekelerinden oluşmaktadır. Fabrika fotoğrafları asetat kağıdına basılmıştır. Yaratılan manzaralar; kirletilen yaşam alanlarımızın bir kaydı niteliğinde. Bu manzaralara yakından bakıldığında yaşam hakkımız olan temiz havanın fabrika tarafından kirletildiği ayırt edilebilir. İnsanın doğaya müdahalesi aşırı ölçülerdedir ve durum giderek kötüleşmektedir. Bu manzaralarda sürdürülebilir bir dünya için, gerektiği kadar üretimin gerekliliği vurgulanmıştır.
Nadia Gativa
Bu akrilik resim, narı ile meşhur 'Persephone' efsanesi ve bahara geri dönmek için yeraltı dünyasına gitme efsanesine dayanmaktadır.
Bu küçük bir dizi suluboya / mürekkep çizimleri koleksiyonu farklı insan özellikleri veya vücut parçalarına sahip çeşitli çiçekler olacaktır.
Bu küçük bir dizi suluboya / mürekkep çizimleri koleksiyonu farklı insan özellikleri veya vücut parçalarına sahip çeşitli çiçekler olacaktır.
Bu küçük bir dizi suluboya / mürekkep çizimleri koleksiyonu farklı insan özellikleri veya vücut parçalarına sahip çeşitli çiçekler olacaktır.
Bu küçük bir dizi suluboya / mürekkep çizimleri koleksiyonu farklı insan özellikleri veya vücut parçalarına sahip çeşitli çiçekler olacaktır.
Bu küçük bir dizi suluboya / mürekkep çizimleri koleksiyonu farklı insan özellikleri veya vücut parçalarına sahip çeşitli çiçekler olacaktır.
Melike Nur Mucuk
İnsan ırkı , dünyada var olan canlılar arasında düşünüp , karara varma , yargı oluşturma konusunda en gelişmiş canlılar olarak görünse de durum tam tersi . Eğer bu teorideki gibi olsaydı, doğayla aramızdaki bağı bu derece yok etmezdik . Kendi evimizi ve yaşam alanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz . Üstelik biz doğaya zarar verirken doğa hala bize tutunma peşinde . Biz sonumuza doğru koşarken doğa hala bize sırtını dönmedi , henüz . Üstelik biz onu hırpalamış , yaralamış , teller arkasına hapsetmiş dahi olsak bizden hala ümidini kesmedi .
İnsan ırkı , dünyada var olan canlılar arasında düşünüp , karara varma , yargı oluşturma konusunda en gelişmiş canlılar olarak görünse de durum tam tersi . Eğer bu teorideki gibi olsaydı, doğayla aramızdaki bağı bu derece yok etmezdik . Kendi evimizi ve yaşam alanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz . Üstelik biz doğaya zarar verirken doğa hala bize tutunma peşinde . Biz sonumuza doğru koşarken doğa hala bize sırtını dönmedi , henüz . Üstelik biz onu hırpalamış , yaralamış , teller arkasına hapsetmiş dahi olsak bizden hala ümidini kesmedi .
İnsan ırkı , dünyada var olan canlılar arasında düşünüp , karara varma , yargı oluşturma konusunda en gelişmiş canlılar olarak görünse de durum tam tersi . Eğer bu teorideki gibi olsaydı, doğayla aramızdaki bağı bu derece yok etmezdik . Kendi evimizi ve yaşam alanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz . Üstelik biz doğaya zarar verirken doğa hala bize tutunma peşinde . Biz sonumuza doğru koşarken doğa hala bize sırtını dönmedi , henüz . Üstelik biz onu hırpalamış , yaralamış , teller arkasına hapsetmiş dahi olsak bizden hala ümidini kesmedi .
İnsan ırkı , dünyada var olan canlılar arasında düşünüp , karara varma , yargı oluşturma konusunda en gelişmiş canlılar olarak görünse de durum tam tersi . Eğer bu teorideki gibi olsaydı, doğayla aramızdaki bağı bu derece yok etmezdik . Kendi evimizi ve yaşam alanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz . Üstelik biz doğaya zarar verirken doğa hala bize tutunma peşinde . Biz sonumuza doğru koşarken doğa hala bize sırtını dönmedi , henüz . Üstelik biz onu hırpalamış , yaralamış , teller arkasına hapsetmiş dahi olsak bizden hala ümidini kesmedi .
İnsan ırkı , dünyada var olan canlılar arasında düşünüp , karara varma , yargı oluşturma konusunda en gelişmiş canlılar olarak görünse de durum tam tersi . Eğer bu teorideki gibi olsaydı, doğayla aramızdaki bağı bu derece yok etmezdik . Kendi evimizi ve yaşam alanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz . Üstelik biz doğaya zarar verirken doğa hala bize tutunma peşinde . Biz sonumuza doğru koşarken doğa hala bize sırtını dönmedi , henüz . Üstelik biz onu hırpalamış , yaralamış , teller arkasına hapsetmiş dahi olsak bizden hala ümidini kesmedi .
İnsan ırkı , dünyada var olan canlılar arasında düşünüp , karara varma , yargı oluşturma konusunda en gelişmiş canlılar olarak görünse de durum tam tersi . Eğer bu teorideki gibi olsaydı, doğayla aramızdaki bağı bu derece yok etmezdik . Kendi evimizi ve yaşam alanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz . Üstelik biz doğaya zarar verirken doğa hala bize tutunma peşinde . Biz sonumuza doğru koşarken doğa hala bize sırtını dönmedi , henüz . Üstelik biz onu hırpalamış , yaralamış , teller arkasına hapsetmiş dahi olsak bizden hala ümidini kesmedi .
İnsan ırkı , dünyada var olan canlılar arasında düşünüp , karara varma , yargı oluşturma konusunda en gelişmiş canlılar olarak görünse de durum tam tersi . Eğer bu teorideki gibi olsaydı, doğayla aramızdaki bağı bu derece yok etmezdik . Kendi evimizi ve yaşam alanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz . Üstelik biz doğaya zarar verirken doğa hala bize tutunma peşinde . Biz sonumuza doğru koşarken doğa hala bize sırtını dönmedi , henüz . Üstelik biz onu hırpalamış , yaralamış , teller arkasına hapsetmiş dahi olsak bizden hala ümidini kesmedi .
İnsan ırkı , dünyada var olan canlılar arasında düşünüp , karara varma , yargı oluşturma konusunda en gelişmiş canlılar olarak görünse de durum tam tersi . Eğer bu teorideki gibi olsaydı, doğayla aramızdaki bağı bu derece yok etmezdik . Kendi evimizi ve yaşam alanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz . Üstelik biz doğaya zarar verirken doğa hala bize tutunma peşinde . Biz sonumuza doğru koşarken doğa hala bize sırtını dönmedi , henüz . Üstelik biz onu hırpalamış , yaralamış , teller arkasına hapsetmiş dahi olsak bizden hala ümidini kesmedi .
İnsan ırkı , dünyada var olan canlılar arasında düşünüp , karara varma , yargı oluşturma konusunda en gelişmiş canlılar olarak görünse de durum tam tersi . Eğer bu teorideki gibi olsaydı, doğayla aramızdaki bağı bu derece yok etmezdik . Kendi evimizi ve yaşam alanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz . Üstelik biz doğaya zarar verirken doğa hala bize tutunma peşinde . Biz sonumuza doğru koşarken doğa hala bize sırtını dönmedi , henüz . Üstelik biz onu hırpalamış , yaralamış , teller arkasına hapsetmiş dahi olsak bizden hala ümidini kesmedi .
Marco Mosquera
Bu proje, Andréi Tarkovski'nin yönettiği Stalker (1979) adlı uzun metrajlı filmde açıkça ifade edilen ve Arkadi Kardeşler ve Borís Strugatski' nin Uzayda Piknik Romanına kısmen dayanan konseptten ilham alıyor. Film, kıyamet sonrası bir dönemde 'Bölge' olarak bilinen bir yere ulaşmaya çalışan Stalker' ın rehberliğinde üç adamın yolculuğunu anlatıyor, bu efsanevi yerde dünyanın en derin arzularını yerine getirme kapasitesine sahip olan bir oda var. 'Bölge', en derin isteklerimizi ve arzularımızı ve bunların gerçek doğasını ortaya çıkarır.
Melisa Schmitz
"Ağaçların müziği" izleyiciyi, katılımcının eylemiyle birlikte sihir üreten bir enstrüman olarak, ağacın kabuğundan çıkan sesleri hissetmeye ve deneyimlemeye davet ediyor.
Emine Akbucak
İnsanoğlu Doğa ile iç içe olan yaşamından uzaklaştıkça Doğaya verdiği zararlar da artmıştır. Çevre kirliliği bunlardan sadece bir tanesidir ve bir gün Doğa insanoğlunu çöp olarak kusabilir. Fotoğraf çalışması Doğanın korunması için bir manifestodur. Fotoğraf: Emine Akbucak, Performans: Gonca Gümüşayak,Kabakoz-İstanbul, 2013.
As human beings move away from their life intertwined with nature, their damage to nature has also increased. Environmental pollution is only one of them and one day nature may vomit human beings as garbage. The photographic work is a manifesto for the protection of nature.
Photographer: Emine Akbucak, Performer: Gonca Gümüşayak, shot in Kabakoz İstanbul, 2013.
As human beings move away from their life intertwined with nature, their damage to nature has also increased. Environmental pollution is only one of them and one day nature may vomit human beings as garbage. The photographic work is a manifesto for the protection of nature.
Photographer: Emine Akbucak, Performer: Gonca Gümüşayak, shot in Kabakoz İstanbul, 2013.
Nature is our limbs, head and face. We are the mirrors and various faces of the Nature.
As human beings move away from their life intertwined with nature, their damage to nature has also increased. Environmental pollution is only one of them and one day nature may vomit human beings as garbage. The photographic work is a manifesto for the protection of nature.
Photographer: Emine Akbucak, Performer: Gonca Gümüşayak, shot in Kabakoz İstanbul, 2013.
( Black & white)
Nature is our limbs, head and face. We are the mirrors and various faces of the Nature.
As human beings move away from their life intertwined with nature, their damage to nature has also increased. Environmental pollution is only one of them and one day nature may vomit human beings as garbage. The photographic work is a manifesto for the protection of nature.
Photographer: Emine Akbucak, Performer: Gonca Gümüşayak, shot in Kabakoz İstanbul, 2013.