Rabia Başa
Nereye gittiğini bilmediğim bir patikada, doğanın eşsiz güzelliğine odaklanarak yürüyorum. Yolumu, her adımımla keşfediyorum. Henry David Thoreau kulağıma şu sözleri fısıldıyor: “ Orman denen şu doğal şehirler olmasa, insan yaşamı ne olurdu bir düşünsenize? Dağların tepelerinden kusursuzca biçilmiş çimenlikler gibi görünen bu gür otlaklar arasında yürümeyelim de ne yapalım? “. Ben yürüyorum, yaşamak ve yaşatmak için…
Nereye gittiğini bilmediğim bir patikada, doğanın eşsiz güzelliğine odaklanarak yürüyorum. Yolumu, her adımımla keşfediyorum. Henry David Thoreau kulağıma şu sözleri fısıldıyor: “ Orman denen şu doğal şehirler olmasa, insan yaşamı ne olurdu bir düşünsenize? Dağların tepelerinden kusursuzca biçilmiş çimenlikler gibi görünen bu gür otlaklar arasında yürümeyelim de ne yapalım? “. Ben yürüyorum, yaşamak ve yaşatmak için…
Nereye gittiğini bilmediğim bir patikada, doğanın eşsiz güzelliğine odaklanarak yürüyorum. Yolumu, her adımımla keşfediyorum. Henry David Thoreau kulağıma şu sözleri fısıldıyor: “ Orman denen şu doğal şehirler olmasa, insan yaşamı ne olurdu bir düşünsenize? Dağların tepelerinden kusursuzca biçilmiş çimenlikler gibi görünen bu gür otlaklar arasında yürümeyelim de ne yapalım? “. Ben yürüyorum, yaşamak ve yaşatmak için…
Nereye gittiğini bilmediğim bir patikada, doğanın eşsiz güzelliğine odaklanarak yürüyorum. Yolumu, her adımımla keşfediyorum. Henry David Thoreau kulağıma şu sözleri fısıldıyor: “ Orman denen şu doğal şehirler olmasa, insan yaşamı ne olurdu bir düşünsenize? Dağların tepelerinden kusursuzca biçilmiş çimenlikler gibi görünen bu gür otlaklar arasında yürümeyelim de ne yapalım? “. Ben yürüyorum, yaşamak ve yaşatmak için…
Nereye gittiğini bilmediğim bir patikada, doğanın eşsiz güzelliğine odaklanarak yürüyorum. Yolumu, her adımımla keşfediyorum. Henry David Thoreau kulağıma şu sözleri fısıldıyor: “ Orman denen şu doğal şehirler olmasa, insan yaşamı ne olurdu bir düşünsenize? Dağların tepelerinden kusursuzca biçilmiş çimenlikler gibi görünen bu gür otlaklar arasında yürümeyelim de ne yapalım? “. Ben yürüyorum, yaşamak ve yaşatmak için…
Nereye gittiğini bilmediğim bir patikada, doğanın eşsiz güzelliğine odaklanarak yürüyorum. Yolumu, her adımımla keşfediyorum. Henry David Thoreau kulağıma şu sözleri fısıldıyor: “ Orman denen şu doğal şehirler olmasa, insan yaşamı ne olurdu bir düşünsenize? Dağların tepelerinden kusursuzca biçilmiş çimenlikler gibi görünen bu gür otlaklar arasında yürümeyelim de ne yapalım? “. Ben yürüyorum, yaşamak ve yaşatmak için…
Nereye gittiğini bilmediğim bir patikada, doğanın eşsiz güzelliğine odaklanarak yürüyorum. Yolumu, her adımımla keşfediyorum. Henry David Thoreau kulağıma şu sözleri fısıldıyor: “ Orman denen şu doğal şehirler olmasa, insan yaşamı ne olurdu bir düşünsenize? Dağların tepelerinden kusursuzca biçilmiş çimenlikler gibi görünen bu gür otlaklar arasında yürümeyelim de ne yapalım? “. Ben yürüyorum, yaşamak ve yaşatmak için…
Nereye gittiğini bilmediğim bir patikada, doğanın eşsiz güzelliğine odaklanarak yürüyorum. Yolumu, her adımımla keşfediyorum. Henry David Thoreau kulağıma şu sözleri fısıldıyor: “ Orman denen şu doğal şehirler olmasa, insan yaşamı ne olurdu bir düşünsenize? Dağların tepelerinden kusursuzca biçilmiş çimenlikler gibi görünen bu gür otlaklar arasında yürümeyelim de ne yapalım? “. Ben yürüyorum, yaşamak ve yaşatmak için…