Düzen
"Düzen", izleyiciyi/ziyaretçiyi doğal olan ile insan arasındaki ikiliği sorgulamaya davet etmeyi amaçlayan bir video yerleştirmesidir. İçinde, insanın, doğal düzenin kaotik karmaşıklığı üzerinde nasıl düzenleme ve kontrol etme amacında olduğunu görürüz. Videoda “doğal olan”, insan anlayışı ve kullanımı için kasıtlı olarak yerleştirilmiş -bir ormanın, tek bir türün baskın olduğu ve başka herhangi bir ekosisteme yer vermeyecek şekilde matematiksel yönden düzenli bir şekilde yeniden ağaçlandırılması gibi- hayvan olmayan organik unsurların bir koleksiyonu olarak sunulmaktadır. Ayrıca video; alanın düzenli yapısını organik formlarıyla bozan, sürekli olası değişime maruz kalan ve insan kontrolü dışında bir yüzeye veya alan üzerinde; dışsal unsurlardan kaydedilmiş diğer seslerle bozulan ritmik bir ses ile yansıtılmaktadır.
Frutos
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
İçinde Kaybolduğum Manzaralar
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Apopou
Müzik insan atıklarının büyük dalgalarıyla buluştuğunda: Apopou, bir viyola varlığının epiği.
Sanat yönetimi: Teresa Martí, Daphné Müge Targotay
Performans: Teresa Martí
Video: Daphné Müge Targotay
Doğal Kargaşa
Doğal Kaos, yaratıcı engeli ve kişisel çöküş anlarını yıkıcı ve değişen Doğa olgularıyla ilişkilendirererek araştıran performanstır. Ruh sağlığının tamamen incinebilir ve korunmasız olduğu hallerin yanı sıra, kriz ve travmatik deneyimler sonrasındaki metamorfoz (başkalaşım) ve dayanıklılık metaforlarını da yansıtıyor.
Video: Ainara García
Doğa'nın Şekilleri 1 / Güzel Yaratıklar
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Ormanın bilincinde olmak, Doğa’ya yakın olmak, yaşamı mümkün olan en yakın mesafeden gözlemleyebilmek, dikkatli ve makro fotoğrafçılığın yarattığı bir ayrıcalıktır. Ormanda tek başınıza yapacağınız gezintiler sayesinde çok daha fazlasını görebilir ve yakalayabilirsiniz... Üstelik artık Doğa ile bağlantı aramanıza da gerek yoktur Dikkatli bir gözlemci onunla birleşerek onun tamamen ayrılmaz bir parçası haline gelir. "Doğanın Şekilleri" - bu benim dünyayı deneyimleme ve belirli bir yerde ilgimi çeken nesneleri arama yöntemim. Bulup (ya da 2023’te onlar beni buldular) fotoğrafladığım yaratıklar ve nesneler Aguarón ve çevresinin ayrılmaz parçaları.
Çöpün Gizli Yaşamı
Çöplerin alternatif gizli yaşamını sunan, atılan çöpleri konu alan fotoses projesi.
Fotoğraflar: Filip Krajniak, Ainara García
Çöplerin alternatif gizli yaşamını sunan, atılan çöpleri konu alan fotoses projesi.
Fotoğraflar: Filip Krajniak, Ainara García
Çöplerin alternatif gizli yaşamını sunan, atılan çöpleri konu alan fotoses projesi.
Fotoğraflar: Filip Krajniak, Ainara García
La Goncha Butfika
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
"Kompost'ta buluşalım mı?" La Goncha Butfika karakterinin (@ggumusayak tarafından yaratılmıştır) Aguarón'un çöp yığınından alışveriş yaptıktan sonra tüm evini çöplerden inşa edebileceğini anladığı bir stand-up dans performansı: 1 yatak, 3 televizyon, evlat edindiği 2 oyuncak bebek (Miranda ve Lulila) ve Papa Christo'dan oluşan bir aile, bir sürü video kaset, dağlar kadar içilmiş bira kutuları, bir dart tahtası, yenmiş muz kabukları, kırık bir kahve makinesi, dünden kalan kahve, bir tenis raketi, bir yoga matı, kar ve spor ayakkabıları... Hepsi çöplükten, kim bilir bizler kendimizi ne zaman bu çöplükte bulacağız? La Butfika, çöplerimizi ne yaptığımıza dair kaba-yontulmamış bir yaklaşım sunuyor. Çöp diye attıklarımız kullanılabilir şeyler miydi acaba? Kendi pisliğimizi temizlemeye hazır mıyız? Eğer hedefi 12'den vurabilirseniz belki de en büyük ödül sizin olur? Kim bilir? Ödül mü? Kompost!
Görseller: Ainara García, Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Daphne Targotay
Nest_lings
Kendi kendine terapötik ve süreçsel bir pratik olan “Nest_lings” (Yuva, Yavru kuşlar) mekâna özel bir proje ve performanstır. Mahremiyet ve barınma mekânı olarak yuvaların şiirselliğinde var olur. Kuş dünyalarının doğal tekniklerinden ve Gaston Bachelard'ın “Mekanın Şiirselliği” ve “Maddenin Düşlemleri”nden esinlenerek, tamamen çevresel ortamın (Casa Algaia, Aguarón, İspanya) kaynaklarıyla insan boyutuna uygun bir (kuş) yuvasını inşa ettiğim duyarlı/bilinçli (mindfulness) bir uygulamayı rezidansın 7 günü boyunca sürdürdüm. Doğada yaşamak/Doğa o l m a k ile olan ilişkimin bir metaforu olarak,"Nest_lings" bedenin doğal manzaraya (alana) derinlemesine dalmasının, sığabileceği bir "ev" ya da güvenli bir alan yaratımının bir araştırması oldu ve ilk solo performansımın ortaya çıkmasıyla sonuçlandı.
Canlı kuş sesi müdahaleleri ve kolektif "kuş cıvıltıları" ses düzeni (soundscape), kuluçkadaki hayallerime cömertçe ses izolasyonu sağladı. Daha basit bir ifadeyle buna otobiyografik olarak icra edilen yeryüzü (arazi, Doğa, ç.n.) sanatı da diyebilirsiniz.
Konsept, yerleştirme, performans: GCV
Ses (sound) sanatı: Lucía Sombras
Canlı ses müdahaleleri: Selin Göksel
Video sanatı: Ainara García
Seslendirenler: Derya Demiroğlu, Alina Tofan, Lucía Sombras, Alberto Monreal, Paula F. Schiaffino, Elena Fernández Lanza, Filip Krajniak
I ain’t your Mama
"Ben Senin Annen Değilim" LasNoMamas kolektifinin, içinde yaşadığımız ataerkil toplumda Doğa ve dişil parçalarımızın hadımı arasındaki ilişkiyi feminist bir mizah ile ele alan bir süreç projesidir. Doğa, nasıl erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışılıyorsa, kadın bedenlerimiz de öyle. Neden tüm ataerkil toplum normları; nasıl göründüğümüz, ne giyindiğimiz, nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylüyor da; kim ve ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz hakkında bir şeyler söylemiyor? Karşı karşıya kaldığımız durumlarla nasıl yüzleştiğimizi ve izleyicinin varlığımızın bazı kısmılarıyla nasıl yüzleşmesini istediğimizi mizahi bir yaklaşımla ele almaya karar verdik. Hiç kimse bundan hoşlanmıyorsa "Ne olmuş yani?"
"Çimleri biçme zamanı mı gelmiş?"
"Saçları fırçalamak mı veya çamaşır yıkamak mı?"
"Ne olmuş yani?!"
LasNoMamas: Gonca Gümüşayak, Daphne Targotay, Ana R. Espejo, Mariona Ríos, Teresa Martí, ExplorNJ
Fotoğraflar: Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Selin Göksel
"Ben Senin Annen Değilim" LasNoMamas kolektifinin, içinde yaşadığımız ataerkil toplumda Doğa ve dişil parçalarımızın hadımı arasındaki ilişkiyi feminist bir mizah ile ele alan bir süreç projesidir. Doğa, nasıl erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışılıyorsa, kadın bedenlerimiz de öyle. Neden tüm ataerkil toplum normları; nasıl göründüğümüz, ne giyindiğimiz, nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylüyor da; kim ve ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz hakkında bir şeyler söylemiyor? Karşı karşıya kaldığımız durumlarla nasıl yüzleştiğimizi ve izleyicinin varlığımızın bazı kısmılarıyla nasıl yüzleşmesini istediğimizi mizahi bir yaklaşımla ele almaya karar verdik. Hiç kimse bundan hoşlanmıyorsa "Ne olmuş yani?"
"Çimleri biçme zamanı mı gelmiş?"
"Saçları fırçalamak mı veya çamaşır yıkamak mı?"
"Ne olmuş yani?!"
LasNoMamas: Gonca Gümüşayak, Daphne Targotay, Ana R. Espejo, Mariona Ríos, Teresa Martí, ExplorNJ
Fotoğraflar: Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Selin Göksel
"Ben Senin Annen Değilim" LasNoMamas kolektifinin, içinde yaşadığımız ataerkil toplumda Doğa ve dişil parçalarımızın hadımı arasındaki ilişkiyi feminist bir mizah ile ele alan bir süreç projesidir. Doğa, nasıl erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışılıyorsa, kadın bedenlerimiz de öyle. Neden tüm ataerkil toplum normları; nasıl göründüğümüz, ne giyindiğimiz, nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylüyor da; kim ve ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz hakkında bir şeyler söylemiyor? Karşı karşıya kaldığımız durumlarla nasıl yüzleştiğimizi ve izleyicinin varlığımızın bazı kısmılarıyla nasıl yüzleşmesini istediğimizi mizahi bir yaklaşımla ele almaya karar verdik. Hiç kimse bundan hoşlanmıyorsa "Ne olmuş yani?"
"Çimleri biçme zamanı mı gelmiş?"
"Saçları fırçalamak mı veya çamaşır yıkamak mı?"
"Ne olmuş yani?!"
LasNoMamas: Gonca Gümüşayak, Daphne Targotay, Ana R. Espejo, Mariona Ríos, Teresa Martí, ExplorNJ
Fotoğraflar: Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Selin Göksel
"Ben Senin Annen Değilim" LasNoMamas kolektifinin, içinde yaşadığımız ataerkil toplumda Doğa ve dişil parçalarımızın hadımı arasındaki ilişkiyi feminist bir mizah ile ele alan bir süreç projesidir. Doğa, nasıl erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışılıyorsa, kadın bedenlerimiz de öyle. Neden tüm ataerkil toplum normları; nasıl göründüğümüz, ne giyindiğimiz, nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylüyor da; kim ve ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz hakkında bir şeyler söylemiyor? Karşı karşıya kaldığımız durumlarla nasıl yüzleştiğimizi ve izleyicinin varlığımızın bazı kısmılarıyla nasıl yüzleşmesini istediğimizi mizahi bir yaklaşımla ele almaya karar verdik. Hiç kimse bundan hoşlanmıyorsa "Ne olmuş yani?"
"Çimleri biçme zamanı mı gelmiş?"
"Saçları fırçalamak mı veya çamaşır yıkamak mı?"
"Ne olmuş yani?!"
LasNoMamas: Gonca Gümüşayak, Daphne Targotay, Ana R. Espejo, Mariona Ríos, Teresa Martí, ExplorNJ
Fotoğraflar: Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Selin Göksel
"Ben Senin Annen Değilim" LasNoMamas kolektifinin, içinde yaşadığımız ataerkil toplumda Doğa ve dişil parçalarımızın hadımı arasındaki ilişkiyi feminist bir mizah ile ele alan bir süreç projesidir. Doğa, nasıl erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışılıyorsa, kadın bedenlerimiz de öyle. Neden tüm ataerkil toplum normları; nasıl göründüğümüz, ne giyindiğimiz, nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylüyor da; kim ve ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz hakkında bir şeyler söylemiyor? Karşı karşıya kaldığımız durumlarla nasıl yüzleştiğimizi ve izleyicinin varlığımızın bazı kısmılarıyla nasıl yüzleşmesini istediğimizi mizahi bir yaklaşımla ele almaya karar verdik. Hiç kimse bundan hoşlanmıyorsa "Ne olmuş yani?"
"Çimleri biçme zamanı mı gelmiş?"
"Saçları fırçalamak mı veya çamaşır yıkamak mı?"
"Ne olmuş yani?!"
LasNoMamas: Gonca Gümüşayak, Daphne Targotay, Ana R. Espejo, Mariona Ríos, Teresa Martí, ExplorNJ
Fotoğraflar: Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Selin Göksel
"Ben Senin Annen Değilim" LasNoMamas kolektifinin, içinde yaşadığımız ataerkil toplumda Doğa ve dişil parçalarımızın hadımı arasındaki ilişkiyi feminist bir mizah ile ele alan bir süreç projesidir. Doğa, nasıl erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışılıyorsa, kadın bedenlerimiz de öyle. Neden tüm ataerkil toplum normları; nasıl göründüğümüz, ne giyindiğimiz, nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylüyor da; kim ve ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz hakkında bir şeyler söylemiyor? Karşı karşıya kaldığımız durumlarla nasıl yüzleştiğimizi ve izleyicinin varlığımızın bazı kısmılarıyla nasıl yüzleşmesini istediğimizi mizahi bir yaklaşımla ele almaya karar verdik. Hiç kimse bundan hoşlanmıyorsa "Ne olmuş yani?"
"Çimleri biçme zamanı mı gelmiş?"
"Saçları fırçalamak mı veya çamaşır yıkamak mı?"
"Ne olmuş yani?!"
LasNoMamas: Gonca Gümüşayak, Daphne Targotay, Ana R. Espejo, Mariona Ríos, Teresa Martí, ExplorNJ
Fotoğraflar: Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Selin Göksel
"Ben Senin Annen Değilim" LasNoMamas kolektifinin, içinde yaşadığımız ataerkil toplumda Doğa ve dişil parçalarımızın hadımı arasındaki ilişkiyi feminist bir mizah ile ele alan bir süreç projesidir. Doğa, nasıl erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışılıyorsa, kadın bedenlerimiz de öyle. Neden tüm ataerkil toplum normları; nasıl göründüğümüz, ne giyindiğimiz, nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylüyor da; kim ve ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz hakkında bir şeyler söylemiyor? Karşı karşıya kaldığımız durumlarla nasıl yüzleştiğimizi ve izleyicinin varlığımızın bazı kısmılarıyla nasıl yüzleşmesini istediğimizi mizahi bir yaklaşımla ele almaya karar verdik. Hiç kimse bundan hoşlanmıyorsa "Ne olmuş yani?"
"Çimleri biçme zamanı mı gelmiş?"
"Saçları fırçalamak mı veya çamaşır yıkamak mı?"
"Ne olmuş yani?!"
LasNoMamas: Gonca Gümüşayak, Daphne Targotay, Ana R. Espejo, Mariona Ríos, Teresa Martí, ExplorNJ
Fotoğraflar: Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Selin Göksel
"Ben Senin Annen Değilim" LasNoMamas kolektifinin, içinde yaşadığımız ataerkil toplumda Doğa ve dişil parçalarımızın hadımı arasındaki ilişkiyi feminist bir mizah ile ele alan bir süreç projesidir. Doğa, nasıl erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışılıyorsa, kadın bedenlerimiz de öyle. Neden tüm ataerkil toplum normları; nasıl göründüğümüz, ne giyindiğimiz, nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylüyor da; kim ve ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz hakkında bir şeyler söylemiyor? Karşı karşıya kaldığımız durumlarla nasıl yüzleştiğimizi ve izleyicinin varlığımızın bazı kısmılarıyla nasıl yüzleşmesini istediğimizi mizahi bir yaklaşımla ele almaya karar verdik. Hiç kimse bundan hoşlanmıyorsa "Ne olmuş yani?"
"Çimleri biçme zamanı mı gelmiş?"
"Saçları fırçalamak mı veya çamaşır yıkamak mı?"
"Ne olmuş yani?!"
LasNoMamas: Gonca Gümüşayak, Daphne Targotay, Ana R. Espejo, Mariona Ríos, Teresa Martí, ExplorNJ
Fotoğraflar: Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Selin Göksel
"Ben Senin Annen Değilim" LasNoMamas kolektifinin, içinde yaşadığımız ataerkil toplumda Doğa ve dişil parçalarımızın hadımı arasındaki ilişkiyi feminist bir mizah ile ele alan bir süreç projesidir. Doğa, nasıl erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışılıyorsa, kadın bedenlerimiz de öyle. Neden tüm ataerkil toplum normları; nasıl göründüğümüz, ne giyindiğimiz, nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylüyor da; kim ve ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz hakkında bir şeyler söylemiyor? Karşı karşıya kaldığımız durumlarla nasıl yüzleştiğimizi ve izleyicinin varlığımızın bazı kısmılarıyla nasıl yüzleşmesini istediğimizi mizahi bir yaklaşımla ele almaya karar verdik. Hiç kimse bundan hoşlanmıyorsa "Ne olmuş yani?"
"Çimleri biçme zamanı mı gelmiş?"
"Saçları fırçalamak mı veya çamaşır yıkamak mı?"
"Ne olmuş yani?!"
LasNoMamas: Gonca Gümüşayak, Daphne Targotay, Ana R. Espejo, Mariona Ríos, Teresa Martí, ExplorNJ
Fotoğraflar: Ismael Larraz
Küçük sembol resim: Selin Göksel