
Sprout 2023
ArtForest çalışıyorum.
Fotoğraflar: Ainara García
ArtForest çalışıyorum.
Fotoğraflar: Ainara García
ArtForest çalışıyorum.
Fotoğraflar: Ainara García




Doğanın Ana Tanrıçaları
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel
Uzun yıllardır bereketin, bolluğun, anneliğin simgesi olan Ana Tanrıça heykelcikleri buluntularından yola çıkarak üretimler yapmaktayım. Casa Algaia’da bulunduğum süre içinde Aguarón’un verimli topraklarına, sanatçıların yaratıcılıklarına, güçlü ve korkusuz kadınlara atıfta bulunarak Ana Tanrıçaların yeni versiyonlarını yapmak istedim. Ortaya çıkan Ana Tanrıçalardan bazılarının isimleri şu şekildedir; Geyik Kadın-Hayvanlar Tanrıçası, Deniz kızı, Keskin Tanrıça, Turkuaz Tanrıça, Tarihi Mavi Aguarón Tanrıçası, Geri Dönüşüm Tanrıçası, Bahçıvan-Bahçeler Tanrıçası ve Kırlangıç-Kuşlar Tanrıçası.
12 adet Ana Tanrıça figürü, Aguarón’un çöp depolama alanında bulduğum kırık seramik tabaklar, fayans, metal parçalarından ve ayrıca Casa Algaia arazisi içinde bulduğum plastik kapaklar, taşlar, çam kozalakları, ağaç kabukları ve dallarından meydana gelmiştir. Bu malzemeler renkli teller ile düzenlenip birleştirilmiştir. Bütün bu farklı Ana Tanrıça figürleri el yapımı Ağaç Yerleştirmesi üzerine asılarak “Samanyolu” isimli alanda sergilenmiştir.
Fotoğraflar: Ainara García, Selin Göksel











Demeter'den Sonra [Nehir adına]
Bir nehir kuruduğunda bütün bir evren sona erer.
Yaşamın temel unsuru ortadan kaybolduğunda ekosistemin karmaşık bağlantıları bozulur ve yavaş yavaş dağılır.
Efsaneye göre Demeter, kızı Persephone’nin Hades tarafından kaçırıldığını öğrendiğinde çok öfkelenir ve sonsuz bir yas tutar. Tanrıları cezalandırmak ve yas tutmak için, yıkıcı sonuçlarına rağmen hasat ve bereket tanrıçası olarak sorumlu olduğu görevlerini bırakmaya karar verir. Toprak kurumaya başlar, hasat başarısız olur, bitkiler verimlerini kaybeder, hayvanlar yiyecek kıtlığından ölür. Sonuç olarak, topraklar ve insanlar kuraklık ve kıtlıktan zarar görür.
Bizim sorgulamamız:
Bir nehrin son sözleri nelerdir?
Kuraklıktan sonra ne gelir?
"Demeter'den Sonra", kurumuş bir nehrin ve onunla birlikte kaybolan alemin sembolik bir yas yolculuğunu konu alıyor.
Bu hem coğrafi hem de zamansal bir araştırmadır:
İlki, suyun yokluğu ile çalışarak, boş bir nehir yatağının incelenmesidir.
İkincisi, mevcut iklim krizinin zaman çizelgesinde bundan sonra ne olacağına dair bir sorgulamadır.
Konsepti öneren: Plastic Art Performance Kolektifi
Performans ve Yaratım: Alina Tofan; Lucía Callén; Teresa Martí ve Porter Ellerman (müzik performansı); Georgiana Vlahbei (senaryo)

Yo no soy solo yo
"Ben sadece ben değilim" bu ifade bir konuşma sırasında ortaya çıktı. Bu ifadeye daha derinlemesine daldıkça, 2023 yazında Akbelen Ormanı'nda kesilen ağaçlardan biri için ağlayarak ağıt yakan köylü kadınla bağ kuruyordum, kesilen ağaçlarla bağ kuruyordum, Doğa'da yok olan her şeyle bağ kuruyordum...
Bedenimizi oluşturan trilyonlarca atom, 5 yıl sonra tamamen farklı yerlerde olacak... "Ben" dediğimiz şey nedir? İnsanlık olarak, tahrip ettiğimiz ve kirlettiğimiz Doğa'dan temelde farklı mıyız? - Derya Demiroğlu
Şarkı: Alberto Monreal
Çiçekler üzerinde uyuyan bir arı gibi,
Ektikleri toprak gibi – tohum saçanların,
Rüzgârdan önce bulutların sığınağı gibi,
Belleğim, hareketini bekleyecek.
Arı sürüleri çiçekli sahillerde uçuşurken,
Meyve bahçeleri ıslanırken -kabaran ırmaklarla,
Fırtına koparken -şiddetli karla,
Belleğim ansızın patlayacak.
Seni göreceğim, masum vahşi, seni göreceğim
Çıplak, yüz yüze,
Ne seni korkutacak bir şeyim olacak, ne de
Senden kaçabilecek bir şeyim...
Video: Ainara García

Akış
Uygulanabilir enstalasyon ve video dokümantasyonu, evri̇len bahçe.
İnsanlar yazar
Doğa verir
Çalınıyor
Soyuluyor
Kötü muamele yüzünden kurumuş
Gönülsüz bir tuzaktır
Tek taraflı
Asıl soru şu: Misafirler kendilerini hangi tarafta konumlandıracaklar?
Koordinasyon, yerleştirme, metinler, görseller, montaj: Daphne Targotay
Ses: Derya Demiroğlu
Görseller: Ainara Garcia
Katılımcılar: ExplorNJ, Selin Göksel, Gonca Gümüşayak, Jarek Lustych, Alberto Monreal, Mariona Ríos, Ana R. Espejo, Alina Tofan
Uygulanabilir enstalasyon ve video dokümantasyonu, evri̇len bahçe.
İnsanlar yazar
Doğa verir
Çalınıyor
Soyuluyor
Kötü muamele yüzünden kurumuş
Gönülsüz bir tuzaktır
Tek taraflı
Asıl soru şu: Misafirler kendilerini hangi tarafta konumlandıracaklar?
Koordinasyon, yerleştirme, metinler, görseller, montaj: Daphne Targotay
Ses: Derya Demiroğlu
Görseller: Ainara Garcia
Katılımcılar: ExplorNJ, Selin Göksel, Gonca Gümüşayak, Jarek Lustych, Alberto Monreal, Mariona Ríos, Ana R. Espejo, Alina Tofan
Uygulanabilir enstalasyon ve video dokümantasyonu, evri̇len bahçe.
İnsanlar yazar
Doğa verir
Çalınıyor
Soyuluyor
Kötü muamele yüzünden kurumuş
Gönülsüz bir tuzaktır
Tek taraflı
Asıl soru şu: Misafirler kendilerini hangi tarafta konumlandıracaklar?
Koordinasyon, yerleştirme, metinler, görseller, montaj: Daphne Targotay
Ses: Derya Demiroğlu
Görseller: Ainara Garcia
Katılımcılar: ExplorNJ, Selin Göksel, Gonca Gümüşayak, Jarek Lustych, Alberto Monreal, Mariona Ríos, Ana R. Espejo, Alina Tofan
Uygulanabilir enstalasyon ve video dokümantasyonu, evri̇len bahçe.
İnsanlar yazar
Doğa verir
Çalınıyor
Soyuluyor
Kötü muamele yüzünden kurumuş
Gönülsüz bir tuzaktır
Tek taraflı
Asıl soru şu: Misafirler kendilerini hangi tarafta konumlandıracaklar?
Koordinasyon, yerleştirme, metinler, görseller, montaj: Daphne Targotay
Ses: Derya Demiroğlu
Görseller: Ainara Garcia
Katılımcılar: ExplorNJ, Selin Göksel, Gonca Gümüşayak, Jarek Lustych, Alberto Monreal, Mariona Ríos, Ana R. Espejo, Alina Tofan




Düzen
"Düzen", izleyiciyi/ziyaretçiyi doğal olan ile insan arasındaki ikiliği sorgulamaya davet etmeyi amaçlayan bir video yerleştirmesidir. İçinde, insanın, doğal düzenin kaotik karmaşıklığı üzerinde nasıl düzenleme ve kontrol etme amacında olduğunu görürüz. Videoda “doğal olan”, insan anlayışı ve kullanımı için kasıtlı olarak yerleştirilmiş -bir ormanın, tek bir türün baskın olduğu ve başka herhangi bir ekosisteme yer vermeyecek şekilde matematiksel yönden düzenli bir şekilde yeniden ağaçlandırılması gibi- hayvan olmayan organik unsurların bir koleksiyonu olarak sunulmaktadır. Ayrıca video; alanın düzenli yapısını organik formlarıyla bozan, sürekli olası değişime maruz kalan ve insan kontrolü dışında bir yüzeye veya alan üzerinde; dışsal unsurlardan kaydedilmiş diğer seslerle bozulan ritmik bir ses ile yansıtılmaktadır.

Frutos
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García
Bu rezidansı, doğanın içinde meyve ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir yer olan Casa Algaia'da gerçekleştirebildiğimiz için şanslıydık ve bundan çok keyif aldık. Bu suluboya serisi, söz konusu meyvelerin dokularını ve renklerini araştırmayı, bu meyveler yendiğinde ve bizi beslediğinde yaşam döngüsünde nasıl yer aldıklarını ve yeni meyveleri büyüten toprağa besin ve tohum vermek üzere nasıl ayrıştıklarını keşfetmeyi amaçlar. Ölüm fikrini reddederiz, insanoğlu bu doğal döngüye karşı mücadele etmeye çalışır, oysa Doğa onu basitleştirir ve mevcut kılar. Jorge Manrique'in Coplas a la Muerte de su Padre adlı eserinde söylediği gibi: “Şimdi geçti ve bitti”.
Fotoğraflar: Ainara García











İçinde Kaybolduğum Manzaralar
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.
Her sabah üzüm bağları arasında çıktığım yürüyüşlerde, sabah serinliğini tenimde hissettim, kuşların farklı dillerdeki şarkılarını dinledim, rüzgarın sakince otları hareket ettirmesini, güneşin yavaşça dağların arkasından çıkarak doğuşunu ve bu sırada gölgelerin, renklerin ağaçlar üzerinde nasıl da değiştiğini gözlemledim. Bu sonsuzluk hissi veren mekanda kendimi çok mutlu hissettim.
Aguarón’un Doğası, benim daha çok kendim olma ve Doğanın içine girip kaybolma hissini yarattı. Bu hisleri suluboyalar yolu ile aktarmak istedim, fakat renkler ve fırça izleri tüm hikayeyi anlatmak için çok da yeterli gelmedi, o zaman harf damgaları ile kelimeler, cümleler ve hatta bir şiir ekledim resimlerime. Genellikle yalnız çalışan bir sanatçı olmama rağmen 6 resimden 2’sinde fotoğrafçı ve şair Ainara García ile ortak çalışma yaptık. Bir resmime 3 mısralık bir şiir yazdı ve diğer resme ise uygun kelimeler önerdi. Farklı disiplerin bir araya gelmesi fikrini ve ortaya çıkan sanatla daha da zenginleştiğimi hissettim. Güzel sözleri için Ainara’ya teşekkür ederim.
Suluboya resimler el yapımı Ağaç Yerleştirmesinin ayakları arasında, toprak zemin üzerinde sergilenmiştir.









Apopou
Müzik insan atıklarının büyük dalgalarıyla buluştuğunda: Apopou, bir viyola varlığının epiği.
Sanat yönetimi: Teresa Martí, Daphné Müge Targotay
Performans: Teresa Martí
Video: Daphné Müge Targotay

Doğal Kargaşa
Doğal Kaos, yaratıcı engeli ve kişisel çöküş anlarını yıkıcı ve değişen Doğa olgularıyla ilişkilendirererek araştıran performanstır. Ruh sağlığının tamamen incinebilir ve korunmasız olduğu hallerin yanı sıra, kriz ve travmatik deneyimler sonrasındaki metamorfoz (başkalaşım) ve dayanıklılık metaforlarını da yansıtıyor.
Video: Ainara García